Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ticari gayrimenkul piyasasınının çevresini saran çok sayıda belirsizlik var. Tüm gözler olası krize karşı ofis alanlarına kilitlenmiş durumda.
Büyük bankalar tarafından yayınlanan araştırma notlarından, akademik makalelere kadar birçok sektörel araştırma alarm veriyor.
Uzaktan çalışma yöntemlerinin ofis yatırımı sektörde neden olduğu olumsuzluklara ve özellikle kurumsal ofislerin geleceğindeki belirsizliklere dikkat çekiliyor.
Aslında bu krizin yavaş yavaş gelişimi herkesin bildiği bir sır haline geldi. Özellikle pandemi süreci tüm dünyada yeni bir çalışma sistemini adeta kurumlara dayattı. Buna ayak uyduran dev şirketler ofis alanlarını küçültmeye başlamışlardı. Süreç hala ofislerin küçülmesi yolunda ilerliyor.
Türkiye'de birçok ofis projesi, plan tadilatları yapılarak,residance konut projelerine yada otel,hastane gibi sektörlerin kullanacağı binalara dönüştürülüyor.
Ofis yatırımı sektörünün çöküş sinyalleri pandemiden daha çıkılmamıştı ki alarm vermeye başlamıştı.
Kurumsal ofisleri diğer ticari gayrimenkullerden ayıran ve bu mülkleri daha riskli yapan gerçek vaka talebin azalmasıydı ,buna sebep olan yeni çalışma düzeniydi.
Dünya merkez bankalarının politika faizlerini yükseltmesi tüm ticari gayrimenkulleri yükselen enflasyona karşı savunmasız bir pozisyona getirdi.
Pandemi süreci sonrasında evden çalışma yöntemlerinin yaygınlaşması ve fiziksel bir ofise olan ihtiyacın azalması her geçen zaman daha da hızlanarak devam ediyor.Ofis gayrimenkullerine talep azalması devam ettiği sürece krizin süresi de uzayacaktır.
UZMANLARCA SIKÇA DİLE GETİRİLİYOR.
Özellikle ABD’de Los Angeles, San Francisco ve Manhattan, gibi popüler bölgeler de boş ofis oranları rekor seviyelere yükseldi. Ofis sektöründe ‘kıyamet’ senaryosunun yaklaştığını seslendiren gayrimenkul uzmanları “Devasa zombi binalar sınıfı yaratıyoruz. Bunlar sermaye yapısı bozulduğu için kimsenin para yatırmak istemediği binalar” diyorlar.
Ofis gayrimenkullerindeki sorunu üçe bölersek ilk ve en görülebilir sorunun enflasyondur.
Dolu mülklerdeki maliyetlerin ve işletme maliyetlerinin artmasının mal sahipleri üzerinde baskı oluşturduğu gerçeği uzmanlarca sıkça dile getiriliyor.Gerçek çöküşe hazırlanamalı.
Enflasyon,faiz ve borç sarmalı.
İkinci sorun faiz oranları. Gayrimenkul sektöründeki kaldıraç oldukça yüksek.Faiz maliyetlerinin sektör performansına olağanüstü bir etki bırakmakta.Faiz oranlarındaki olası hızlı artışla birlikte, mülklerin kullanabileceği net nakit akışı düşer ve bu nakdin neredeyse tamamı borç ödemeye gider.
Ofis mülklerini etkileyen üçüncü sorunsa pandemiyle birlikte ciddi anlamda değişen talep profili.
Geleneksel ortasınıf aile şirketleri bunu hala fark etmemiş olsalar da kurumsal iş dünyasında evden çalışma alışkanlığı her geçen yıl katlanarak artıyor.Bu sistem Türkiye'de faal olan birçok uluslararası şirketin '' yeni çalışma alanı ' olarak kalıcı hale gelmiş durumda.
Türkiye'deki rakamlar dünyadaki kurumsal iş dünyasının rakamlarına henüz uzak olsa da evden çalışmanın sağladığı konfor,aynı zamanda ofis alanlarına daha az ihtiyaç olduğu anlamı gerçeği önümüzdeki yıllarda çok daha fazla ortaya çıkacak.
Dünyada Kurumsal Ofis alanı ihtiyacının yarı yarıya hatta bazı durumlarda dörtte üç oranında azaldığı gerçeği inşaat sektörüne farklı alanlar açacak gibi görülüyor.Talep bu şekilde daha da azalırsa binaları dönüştürmek kaçınılmaz olacak.
Ofisler küçüldükçe kriz yükselir.
Boş ofislerin arttığı süreçteki talep daralması, her ne kadar konut satış ve kiralama fiyatları yükselse de aynı yükseliş kurumsal ofis piyasasında gerçekleşmeyecek.Bu durum da alıcıların bu piyasada müşterilerin metrekare bazında ve indirimli fiyatlardan alım yapacağını ve bu durumunda mülkün değerinin de düşeceğini öngörebiliriz.
Ofis gayrimenkulleri piyasasındaki gerçekler.
Zaten son yıllarda uluslararası ofis sektöründen, konut ve endüstriyel yapılara yatırım kaymaları başladı.Yıkıp yeniden yatırım projelendirmesi olsa da olmasa da dönüştürülmesi gerekecek çok fazla ofis alanı ortaya çıkacak.
Ofis yatırımı küçülen firmalar bundan karlı çıkıyor ama olay bu kadar değil.Bana kalırsa artık evden çalışmayı seçebilen nesiller dönemi başladı.Bu nesilden sonraki dönemleri artık dev cam binalara sokmak hem daha külfetli,hem daha zor olacak.
Belki birgün birileri ortaya çıkıp amacı olmayan ofis binalarının çoğundan kurtulmalıyız diyecek ,olmaz olmaz demeyin
Mutlu Demirdelen