Bu gezi yazımda istikametim Türk seyahat severlerinde yoğun ziyaret ettiği ve ülkemizle derin tarihsel bağları bulunan Bosna-Hersek.
Türkiye’den hem hava hem kara ulaşımı olan Bosna-Hersek’e en fazla uçuş Istanbul-Saraybosna hattında bulunuyor. Türkiye’den Türk Hava Yolları ve Pegasus uçuş gerçekleştiren havayolları. Kara ulaşımını da Esenler’den bir çok otobüs firması ile sağlayabilirsiniz fakat Yunanistan geçişi için transit vizeye ihtiyacınız var. Ama ben size imkanınız varsa havayolunu tavsiye ediyorum. Istanbul-Saraybosna arası 2 saat sürüyor uçakla
.
Bosna Hersek’de konaklama konusunda size tavsiyem bu sefer oteller ve hosteller olacak, çünkü Bosna Hersek diğer ülkelerin aksine daire kiralama konusunda pek cazip seçeneklere sahip değil. Belki de savaşın konutlaşmaya etkisi ile ilgilidir.
Bosna-Hersek maalesef savaşın üstüne kurulmuş ülkelerden biri. Birçoğumuzun da canlı olarak tanık olduğu savaş sonrası bağımsızlığını kazanan Bosna Hersek genç bir ülke. Saraybosna’da bu genç ülke olmanın izlerine sıklıkla rastlıyorsunuz. Çok büyük bir kent olmayan Saraybosna kendi halinde bir Balkan başkentinin özelliğini taşıyor. Savaşın izlerini ve anılarını hala taşısa da şehir de gözle görülür bir gelişme ve yenilenme atağı var. Zaten şehir Novi Bosna ve Old City dedikleri iki kısma ayrılmış.
Old City Saraybosna’nın Osmanlı ve Avusturya-Macaristan imparatorluğu dönemlerinde geçirdiği zamanların etkilerini taşıyor.
Özellikle turistlerin en çok rağbet ettiği Başçarşı ya da Boşnakçası ile Başcarsija aynı Üsküp şehrindeki Eski Carsı gibi Osmanlı Dönemi mimarisine sahip ve şehrin o dönemki tarihi ve mimari yapısını yansıtıyor. Bu çarşı içinde yer alan turistik mağazalar ve Balkan mutfağının olmazsa olmazı köfteciler bu çarşıda da sıklıkla yer alıyor. Bosna’nın meşhur Cevapi ve Pleskavitsa köftelerini ve Boşnak Böreğini lezzet avcıları için tavsiye ederim.
Başçarşı’ya doğru giden trafiğe kapalı cadde de gerek kafe ve restaurantları ile gerekse cadde üzerinde bulunan Orta Avrupa mimarisi örneği kilise ve Gazi Hüsrev Bey Caddesi ile görülmesi gereken ve güzel zaman geçireceğiniz caddelerden biri. İnsan zaten aynı cadde üzerindeki bu iki ibadethaneyi görünce, savaşın neden çıktığı anlamsızlığına bir cevap veremiyor. Ayrıca burada ki Serebcenica soykırım müzesi de savaşın acılarına tanık olmak isteyen seyahat severler için değişik bir seçenek.
Her yazı da değindiğimiz konulardan biri de gece hayatı biliyorsunuz. Saraybosna gece hayatı için maalesef daha önce tanıttığımız şehirler gibi pek fazla bir şey söyleyemeyeceğim. Saraybosna küçük bir şehir olmasının da etkisiyle çok alternatifli bir gece hayatına sahip değil. Şehirde eğlence kültürü genelde pub kültürü üzerine şekillenmiş. Kaliteli publara rastlamanız mümkün. Şehrin yerli halkı da genelde bu pubları tercih ediyor zaman geçirmek için. Bu publar içinde en popülerleri City Lounge ve City Pub.Bunun yanı sıra şehrin en büyük klübü,eski bir sinemadan klübe dönüştürülen Sloga şehrin en popüler klübü. Eğlenmek için kime adres sorsanız size burayı söylüyor. Yaklaşık 300-400 kişilik kapasitesi olan klüp haftasonları tıklım tıklım, yürümekte dahi zorlanıyorsunuz. Barın ortasında bir sahnenin bulunduğu ve yerel grupların müzik yaptığı bu barda bize ilginç gelebilecek bir detay da sahnenin arkasında masaların olması ve gruplar müzik yaparken insanların sahnede oturup eğlenmesi. Ayrıca Bosna Hersek klüp ve barları bizim 20 yıl önceki barlar gibi; sigara içmek serbest ve her yer duman altı. Gece hayatı için Saraybosna’yı tercih edecekseniz pek mantıklı bir çözüm olmaz yani.
Bosna gezimizin ikinci kısmı ise Bosna’nın köprüsüyle ve doğal güzelliğiyle ünlü şehri Mostar.
Hatıralarımızda savaş zamanı Hırvat topçularının aralıksız bombardımanı sonucu, canlı yayında yıkılan Mostar Köprüsü ile kalan şehir Saraybosna’ya 2 saat uzaklıkta. Saraybosna’dan bir araba kiralayarak ulaşmak en mantıklı yöntem. Bosna Hersek de diğer Avrupa ülkeleri gibi hız limiti kuralına sıkı sıkıya bağlı kalınan bir ülke bu sebeple yolculuk normalden uzun gelebilir size. Savaş zamanı yıkılan Mostar Köprüsü, Türk Hükümeti’nin de desteğiyle aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiş. Köprünün yeniden inşası Mostar kenti için hayati önem taşıyor mamahfi köprü hem kentin turizminin ana unsuru hem de Old Mostar’ın iki yakasını birleştiren önemli bir ulaşım aracı. Ayrıca tüm hediyelik eşyaların üstündeki ana figür. Mostar’ın görülmesi gereken yeri Old City denilen Tarihi Mostar. Köprünün birleştiği iki kısımdan oluşan Old City küçük taşlı yolları, iyi korunmuş ya da savaştan sonra restore edilmiş evleri ve içinden geçen nehri ile gerçekten görülmesi gereken bir yer. Genelde eski ev ve hanlardan, turistik restauranta çevrilmiş yerlerin ve hediyelik eşya dükkanlarının yer aldığı bu bölge turistlerin yoğun ilgisine mazhar oluyor. Ayrıca bir hayli yüksek olan Mostar Köprüsü’nün üstünden, Mostarlı gençlerin yaptığı nehre atlama şovları da turistlere yönelik aktivitelerden biri. Turistler de bu şovları büyük keyifle izliyorlar. Mostar’ın bu bölümünde bulunan, handan restauranta dönüşmüş restaurantlardan birinde oturup nehrin kartpostal misali manzarasında yemek yemeniz tavsiyemdir. Ayrıca tarih ve fotoğraf meraklıları için hemen köprünün başında bulunan ve savaş zamanı ve sonrasının Mostar’ının fotoğraflandığı Mostar Fotoğraf Sergisi’de iyi bir alternatif olacaktır.
Bosna Hersek gerek tarihi yüzü gerekse modern Orta Avrupa mimarisi ve mirası ile seyahat severler için iyi alternatiflerden biri. Özellikle Türk turistlere olan sevgileri ve Türkiye’ye vize olmaması da bizim için çok daha fazla cazip hale getiriyor. Ayrıca ekonomik olarak da her keseye uygun bir ülke. Yakın ve vizesiz bir ülke arayanlar için Bosna 3-4 günlük tatiller için tavsiyelerim arasındadır.Herkese keyifli gezmeler.
Süleyman Yıldız
Şeffaf Gazete.com