Kuzey Kıbrıs,İsrail rejiminin kripto vatandaşları ve işbirlikçilerinin adım adım toprak işgaliyle karşı karşıya.
Kripto yahudiler ile yıllardır KKTC topraklarında faaliyetlerde bulunan İsrail sermayesi, KKTC vatandaşı yapılan İsrailliler ve KKTC'li işbirlikçiler aracılığıyla,Kuzey Kıbrıs'ı adım adım pazarlayıp işgal ediyorlar.
Özellikle Gazze savaşı gösterdi ki bölgede İsrail vatandaşlarının sığınacağı 2. adresin KKTC olarak planlandığıdır.
İSRAİLLİLER KUZEY KIBRIS'TA TOPRAK TOPLAMAYA DEVAM EDİYOR
İsrail sermayesi uzun yıllardır Kıbrıs adasının'nın her iki tarafında da neden onbinlerce dönüm arazi aldı ? Ve hala almaya devam ediyorlar ?
İsrailliler 15 yılı aşkındır KKTC'nin her tarafında onbinlerce dönüm arazi aldı ve şimdi onbinlerce konutun Sat - Yap seferberliğine başladılar.
Kuzey Kıbrıs’ta toprak satışının engellenmemesi halinde “ KKTC ”nin, “Arz-ı Mev'ud - Büyük İsrail Projesi”nin bir uzantısı olmasından endişe ediliyor.Tarihsel süreçte Siyonistler için daima önemli olan Kıbrıs Adası,günümüzde de önemini çok daha farklı koruyor.
Herzl,1902'de Lord Rothschild'e yazdığı mektupta Kıbrıs için ne diyordu ?
Siyasi Siyonizm'in kurucusu Theodor Herzl, Kıbrıs ile ilgili düşüncelerini Siyonist hareketin finansörlerinden Lord Rothschild'e Temmuz 1902'de şöyle açıklamıştı.
"Önce Kıbrıs'ı ele geçirmeliyiz, ardından bir gün İsrail'in üzerine gitmeliyiz ve zorla da olsa yerleşmeliyiz. Kıbrıs'tan Müslümanlar giderse, Rumlar iyi bir fiyata topraklarını satıp, Atina'ya veya Girit'e göç edeceklerdir. Filistin Yahudiler için çok küçüktür, bu nedenle Filistin'e yakın bir yer sağlamamız gereklidir. Filistin'e Kıbrıs dâhil edilmelidir." sözleri tarih sayfalarından bu günlere atıf yapıyor gibi.
2. Dünya Savaşı ve beraberinde gelişen süreçte de Kıbrıs , Yahudiler için büyük önem kazandı.
1939'da İkinci Dünya Savaşı henüz başlamadan önce 1934-1935 Nazi iktidarı döneminde korku duyan 104 bin 539 Yahudi Filistin'e göç eder.
Nazi zulmü ile Avrupa yahudiler için cehennem olunca 1946 yılında İngiliz hükümeti Avrupa'dan kaçmak isteyen yahudilere transfer yardımı önerir. Filistin'e gitmek isteyen Yahudilere yardım etmeye başlar.
Yahudi göçmenlerin önce Kıbrıs'a yönlendirilmesi ve geçici bir süre de olsa Kıbrıs'ta kamplarda tutulmaları kararlaştırılır.
Mağusa yakınlarındaki Karaolos kampı Yahudi transferinin ilk duraklarından oldu. Rumların çok istekli olmasada İngilizlerle yaptılan müzakereler ile 9 Kamp kurulur.Filistin yolundaki Kıbrıs kamplarındaki geçici barınma İsrail'in kuruluş sürecinde önemli rol oynadı. Yahudi militanların eğitildiği merkez de Kıbrıs'taki kamplar oldu.
İsrail kurulduktan sonra da Kıbrıs önemini daha da arttırdı.
Bu bağlamda ada MOSSAD'ın ilgi odağı olma özelliğini taşıyordu,çünkü İsrail ve Kuzey Kıbrıs'ın yanıbaşında ve en kolay sığınılacak güvenli limandı. Kıbrıs çok güzel bir ülkeydi ve aynı zamanda kaos ve fırsatlar barındırıyordu,yahudi istihbaratçıların raporlarında.
Gazimağusa ile Tel Aviv arası mesafe 347 kilometre.
Kıbrıs'tan , Tel Aviv'e küçük özel bir uçak ile direkt olarak sadece 26 - 30 dakikada ulaşılması ,İsrail'in neden Kıbrıs adasında yerleşim fırsatları çalışması yaptığının en önemli göstergesidir.
İsrail'in içinde bulunduğu coğrafya tabiki güvenlik açısından sıkıntılı. Bu yüzden,doğu Akdeniz'in her şeye rağmen en huzurlu bölgesi olan Kıbrıs'ın kuzeyi,az sayıdaki yahudi cemaatinin 15 yıldır hazırladığı ortam ile yerleşmeye hazır hale getirildi.
Bunu neden söylüyorum...
Gazze savaşı sonrası İsrail devleti Türkiye'de bulunan İsrail vatandaşlarına acil Türkiye'yi terkedin,ülkeye dönün mesajı yayınladı ve ne oldu dersiniz ?
Yüzlerce İsrail vatandaşı,Hamas füzeleri ile vurulan İsrail yerine yahudi sermayesi tarafından Kuzey Kıbrıs'taki sahiller ve tarım arazileri üzerine dikilen gökdelenlerdeki milyon dolarlık dairelerine gittiler.
Özellikle belirmek isterim ki bu yazının Filistin -İsrail arasındaki Gazze savaşı ile ilgisi yoktur. Dincilik,ırkçılık yada Filistin taraftarlığı ile de alakası yoktur. Bu yazının ana teması KKTC'ye misafir olarak gelenlerin gizli ajandası olmasıdır. Yahudi halkının bağlı bulunduğu rejimin despot ev sahibi olma potansiyeli taşıması çok net ortadadır.
Tabii ki her dünya vatandaşı gibi İsrailliler de KKTC de oturum alıp ikamet edebilir. Asıl sorun İsraillilerin toprak ve vatandaşlık satın alma yoluyla,bir büyük proje dahilinde Kıbrıslı Türk'ün varoluş sorunudur.Umarız Cumhurbaşkanı Ersin Tatar KKTC'deki İsrail varlığı hakkında ciddi çalışmalar yapar.
Filistin halkının topraklarını İsraillilere satıp,kendi topraklarında mülteci olması ve bugün Gazze'de her metrekaresi bombalanarak dümdüz edilen topraklarının işgale uğraması süreci, Kıbrıslı Türklerin kaygılarını güçlendiren en canlı örnektir.
Unutulmamalı ki Kıbrıs adası Yahudilerin, "Arz-ı Mev'ud" (vaat edilmiş topraklar) projesi çerçevesinde, mutlaka ele geçirmeyi hedefledikleri bölgeler arasında da yer alıyor.
ALIMLARA ÖZELLİKLE KARPAZ BURNUNDAN BAŞLADILAR
2004 Annan planın referandumunun reddi sonrası adada birleşme olmadı. Bu sonuca Türkiye'den sonra en çok sevinen ülke İsrail oldu.
KKTC'nin dünyada tanınmaması, ekonomik sıkıntıları,bunalan Kıbrıs Türk halkının zayıf noktası idi. Gözünü adaya diken İsrail devletinin emri ile 2007 itibariyle toprak alımı araştırma operasyonları Mossad ajanlarının raporu sonrası başlatıldı.
Ronny Kuperberg KKTC'ye giden ilk İsrailliydi.
ABD'de üniversite okuyan,Hollanda'da kereste ticareti yapan,Madagaskar'da kereste ticareti yapan,bir süre Namibya'da yaşayan,bir garip İsrailli işadamı Ronny Kuperberg KKTC'ye ayak basan ilk İsrail vatandaşı oldu.
Ronny Kuperberg hem İsrail hem ABD pasaportu taşıyordu.
İsrail ordusunda 4 yıl askerlik yapmış. Birinci Lübnan-İsrail savaşına da katılan bir kişiydi. Derin bir güç onu dünyanın tanımadığı KKTC'ye git,sahillere yakın milyonlarca sterlinlik araziler bul ve al,hatta arkadaşlarını,diğer İsrailli tanıdıklarını da topla der.
Ronny Kuperberg'in asıl görevi uzun yıllar sonra netleşti.
Bir işadamı gibi 2003'te Kuzey Kıbrıs'a gidip yerleşen Ronny Kuperberg Kıbrıs basınına yıllar önce verdiği bir röportajında '' KKTC'deki İsrail pasaportlu ilk işadamı benim. Rum kesiminden, Larnaka üzerinden İsrail'e gidip geliyorum. Bir çok İsrailli işadamı da benim aracılığımla mülk aldı.'' diyor.
Ve Kuperberg ekliyor '' Ada'da Türklerden sonra en büyük yatırımcılar İsraillilerdir. Ceplerinde birden fazla pasaport vardır. Benim de ABD pasaportum da var.
Kuzey Kıbrıs'ta İsrailli işadamları ya da şirketlerinin tabelalarını göremezsiniz.
Bunun sebebi eski rum mallarını aldığımız için Rumlar hemen dava açıyor,Larnaka'dan Kuzey'e geçişleri engelliyorlar. Bu yüzden kendi isimleriyle değil, Kıbrıslı Türklerle ortaklıklar kurarak Kıbrıs'tan alım yapıyorlar. Biz uzun vaadeli düşünen yatırımcılarız,İngilizler ev almaya, İsrailliler büyük toprak almaya gelir'' diyor.
İsrail sermayesinin sadece Kuzey Kıbrıs'ta en az 200 bin dönüm toprak aldıkları söylense de Ronny Kuperberg'in söyledikleri ile durumun öyle olmadığı, alım miktarının çok daha fazlasının olduğu gayet net şekilde belli oluyor.Tabii Kuperberg'in bu röportajını 13 sene önce verdiğini söyleyeyim.
KKTC'nin her bölgesindeki İsrail sermayesinin ve ortaklarının inşaatları bugün KKTC'nin gizli istila tehlikesini daha da belirginleştirmeye başladı.
Gazze'de öldürülen kadınlar,çocuklar,masum siviller için İsrail protestoları yapan varlık sahibi tüm Türkiye'de yaşayan vicdanlı insanlarımıza soralım.
- Kuzey Kıbrıs'ta kimlerin yaptığı evleri,parsellediği arsaları alıyorsunuz ?
-KKTC'de satılan gayrimenkullerin parasının büyük oranda İsrailli şirketlerin kasasına gittiğinden haberiniz var mı ?
-İsrail kökenli Afik Group ve Ramat Development gibi onlarca firma tarafından KKTC'de kanton projesine nasıl dönüştürülüyor ?
-Türkiye'de faaliyet gösteren Coldwell Banker,Remax,Exeninvest , XRE gibi onlarca gayrimenkul şirketinin aracılığı ile Kuzey Kıbrıs'taki İsrail sermayesinin mülkleri kimlere,nasıl pazarlanıyor ?
Bu durum KKTC’de silahsız işgale dönüştü.Tek tek isim isim yazacağız.
-İstanbul'dan Ankara'dan Coldwell Banker ,Remax,XRE ,Exeninvest gibi onlarca emlak pazarlama şirketinin,KKTC'nin güvenliğine karşı,siyonizm odaklı emellere nasıl hizmet ettiğini gündeme taşıyacağız.
- KKTC siyasetinin hangi yüzkarası siyasetçileri ve bürokratları,avukatları bu işin bir parçası ?
- İsrailli Simon, nasıl oldu da onbinlerce tarım arazisini fakir Kıbrıslı köylünün elinden alıp bugün binlerce dairelik projelere dönüştürdü ?
Yaacov Afik,Simon Mistriel Aykut ve ortakları kimler ?
-NorthernLand Group,Noyanlar,Afik,Döveç gibi KKTC'nin en büyük inşaat şirketleri ile İsrail sermayesinin ticaretinden kazandığı paradan kimler nemalanıyor ?
-Besim Tibuk yahudi lobisinin neresinde ?
-TC.Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu makamında resim verdiği Simon Mistriel Aykut'un Türkiye vatandaşlığından çıkartıldığını,adadaki İsrail yayılmacılığının elebaşısı iddialarını ciddiye almıyor mu ?
-KKTC'deki kontrolsuz kara para,İsrail sermayesinin ürettiği gayrimenkulleri kimler alıyor?
Tekrar tekrar uyarıyoruz,kripto İsrail sermayesi ve verilen vatandaşlıklar KKTC için çok ama çok büyük tehlikedir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti adına konuya Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan el koymalı.
KKTC topraklarını güvenlik ve gelecek kaygısı duymadan peşkeş çeken Kuzey Kıbrıs'ı yöneten siyasilerin sat sat rezaletine bir son verdirmeli.
Daha bitmedi asıl yeni başlıyoruz.
Siyonizmi KKTC topraklarına getirme adına ideolojik projelere destek veren hain tüccarları,ülkeyi satanları ,aracılık edenleri,peşkeş çekenleri,rüşvetle vatan toprağını dağıtanları tüm Türkiye'ye ve vatanlarının dışında hayat mücadelesi yapan tüm Kıbrıslı Türklere anlatacağız.
Takipte kalın devamı geliyor.