2010 Aralık ayının sonlarına yaklaşıyorduk, birçok yere tura ve tatile çıktığım candan arkadaşlarımla Güneydoğu ve batı Karadeniz seyahatinden sonra hayata geçiremediğimiz Kıbrıs gezisi planına Moda da ki evde otururken gece bir anda karar verdik.
İstanbul’da hava birden inanılmaz bozdu ,TV de saat 02 haberleri son 30 yılın en soğuk günleri yaklaşıyor diyor, bir an’da hadi Kıbrıs’a gidelim fikri çıktı, O anda internetten bilet baktık, sabah 8 de Fly Pegasus'ta yer bulduk, apar topar hazırlandık uyumadık sabah 6 da Sabiha Gökçen'deydik.
Evet artık uçaktayız , bir heyecan var bende ,sebebi yola çıktığım arkadaşlarımın birinde Kanada, birinde İngiliz pasaportu vardı ve bizim planımız sadece KKTC değil Güney Kıbrıs’a da gitmekti, kafamdaki tek sorun benim geçen yıl aldığım KKTC kimliğimin Güney’e yani Rum bölgesine geçip geçemeyeceğim idi. Ya Güney’e geçemesen paniği Sıkıntısı vardı , çünkü o tarafı görüp karşılıklı gözlemleyerek yazmak istiyordum. Tabi ki KKTC yi özel irdeleme ve kafamdaki Kıbrıs’la ilgili bazı önemli sorulara da orada cevap arayacaktım .
Kıbrıs’a gidelim mi sohbetinden 8 saat sonra Lefkoşa Ercan'dayız.
İlk işimiz bir araç kiralayıp kalmayı planladığımız Girne’ye gitmek olacaktı, fakat havaalanında rent a car kapalı , bir taksi ile gitmeye karar verdik ve Ercan Airport Taksi’ye bindik.
Kenan adlı aslen Ankaralı taksici ile Girne’ye doğru yola çıktık.
Hemen sohbete başladık .Kenan 2 yıl önce Türkiye’de mobilya işinden iflas ettikten sonra kendi deyimi ile Karısının Kıbrıslı olması dolaysı ile buraya göç etmiş. Borç harç içinde geldiği ülkede 2 yılda maşallah son model Mercedes bir taksi tabiî ki hava alanı gibi en değerli durakta,karısının olduğunu düşündüğüm kirada olmayan bir evi var ve çok şükür şu an durumuz çok iyi Kıbrıs’ta toparladım her şeyi diye başladı.
Hemen sorulara başladım,ne oluyor Kıbrıs’ta ben aslında Rum tarafı ile yapılan görüşmeleri merak edip konu açtım ama taksici direk kısa’dan , başka bir konudan lafa girdi. .
Onun kafasında KKTC nin iç sorunu varmış,Taksici Kenan ile belliki Kıbrıs Türkü ve Türkiye’den 1974 sonrası göçmen gidenlerin problemini Kıbrıs’a henüz adım atar atmaz konuşacağız.
İşin gerçeği bu konuda daha önceki gidişlerimde tespitlerim vardı.
1 yıl önceydi, o zaman bir gazeteci gözü ile değil ,ilgili meraklı bir turist olarak , dialog kurduğum insanlara sormuştum..Hiç unutmam Hataylı bir taksici ile Lefkoşa’ya gitmiştim o zaman, adam korkusuz ,densizin tekiydi,zehir zemberek sözler etmişti ,özellikle Rum tarafına alışverişe eğlenmeye giden Kıbrıslı Türk kızlarına o tarafa geçtikleri için hatırı sayılır hakaretlerde etmişti.
Adam bir bela beraber yaşadığı insanlara kin kusuyordu,sebebi kıskançlık,göçmen olarak geldiği KKTC vatandaşlığını Güney Kıbrıs kabul etmiyor sınırlarından almıyor,1974 öncesi Kıbrıs cumhuriyeti kökenlilere sınırlarını açmış,bu yüzden hem Kıbrıslı Rum’a hem’de Kıbrıslı Türk’e bir kin ve kıskançlık vardı, o yüzden kestim sohbeti ve anladım o zaman bir sorun var burada ve o zamandan sonrada bu konuyu araştırıp yazmak için hep bir fırsat kolluyordum,işte nihayet bu olacak.
Taksici Kenan ile devam edelim 45 dakikalık yolculuğumuzda ana başlıklar ile ondan şunları duydum
''Kıbrıs Türkü Türkiye’yi Türkiyelileri sevmez , Kıbrıs Türkü tembeldir ,pekte yardımsever değiller''
Ben KKTC de yaklaşık 30 bin askerimiz varmış ,biraz asker çeksek,ve özellikle Magosa'da fazlaca hissedilen asker varlığını biraz daha Kıbrıs'ın içlerine çeksek hem Güney'e güven verici,hemde gelen Turiste de imaj açısından iyi olurmu diye sordum
Bu soru tartışmamıza sebep oldu. Olay şu ,Savunduğu tez ,bunlar tembel ve güvenilmez, bu ülkeyi yönetemezler ,asker yönetmeli burayı , Ben parladım ,nasıl yani adamın ülkesine göçmen geleceksin 2 yılda servet yapacaksın , birinci sınıf vatandaş hakkın olacak, ama bir Akdeniz insanının kendine özgü rahat yaşam tarzı ile yaşayan Kıbrıs Türküne onlara güvenilip ülke teslim edilmez diyeceksin. Birde üstelik taksi durağında duraktaki arkadaşları ile sohbetini telefonuna kaydetmiş ve size dinleteyim bak bunların gerçek yüzünü görün derken de yaptığından sıkılmayacaksın, utanmayacaksın, oysa ben onun gerçek yüzünü görmüştüm bile. Sonra konuyu kestik
Kıbrıs Türkü adam’a yaranamamış , kızlarını vermişler, ekonomisini düzelmişler ,kendi ülkesinde bir şekilde ekonomik olarak boka batmış ,burada o insanların içinde rahatlamış,düze çıkmış ,ama yinede yaranamamışlar bu arkadaşa.
Araç kiralayacağız ve otel lazım deyince arkadaş hemen yardımcı olayım dedi,ama ben biliyorum ki her götürdüğü yerden komisyonu vardır bu adamların,götürdüğü rent a car dan araç almadık pahalı geldi, eğlence istersek gece bize yardımcı olacağını söylerken bunun ne olduğunu hepimiz anlarız, ne tarz bi yere götüreceğini,
Bizi bir otele getirdi yaptığı tek doğru buydu. Kuzey Kıbrıs’ta kendimizi gerçekten evimizde hissedeceğimiz otele girdik. Grand Center Boutique hotel bizim ve Kıbrıs’a gidecek dostlarımıza önereceğimiz adrestir artık,Grand Center Boutique Hotel Patroniçesi Sinem hanım ve ailesi gerçekten bizi çok iyi karşıladılar,
Biz artık biraz keyif yapalım uykusuzuz, Girne’nin merkezinde bulunan Grand Center Boutique hotel’in çok şık , zevkle döşenmiş ev rahatlığında odalarmıza çekilip dinlenelim,kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Mutlu Demirdelen
Şeffaf Gazete