Güzel ülkemiz için yazıyoruz - TRABZON CAMİASINI YIKAN AÇIKLAMA Şeffaf Gazete
http://seffafgazete.com/haberler/spor-haberleri/32370/trabzon-camiasini-yikan-aciklama

 

TRABZON CAMİASINI YIKAN AÇIKLAMA
TRABZON CAMİASINI YIKAN AÇIKLAMA
Trabzonspor'da Kulüp Başkanı Muharrem Usta basın toplantısı düzenledi. Usta toplantıda, ''Hacıosmanoğlu döneminde 16 milyon 900 bin Euro hisse satılmış. Trabzonspor'un yüzde 49 hissesi satılmıştır. Bittik. El Fatiha ,dedi.
24 Mart 2018, 22:57
 
Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta bordo mavili kulübün aldığı olağanüstü genel kurul kararı sonrası çok çarpıcı açıklamalar yaptığı bir basın toplantısı düzenledi.
 
”Futbol dünyamızın içerisinde haysiyet cellatları var. Bu haysiyet cellatları, 20 yaşındaki liseli çocukların eline ‘sosyal medyadan küfür edin’ diye silah veriyorlar” ifadelerini kullanan Usta soru almadan toplantıyı sona erdirdi. İşte o flaş açıklamalardan satır başları…
 
”TARİHE BİR NOT OLARAK DÜŞMELİDİR”
 
“Belki de tarihimizde gençlerimize örnek olacak bir süreç olmalıdır. Bir önceki seçimde; o muhteşem tarihimizle ilgili güzel bir dönemdi. Trabzonspor'un başarıya ihtiyacı var ama önce itibarını en üst düzeyde tutması gerekiyor. Ahlak, erdem her şeyin üzerinde. Trabzonspor bunu fazlasıyla hak ediyor. Anadolu kulübünden bu kadar büyük başarıların çıktığı için büyüklerimize saygılı olmalıyız.”
 
“İnsanların pozisyon almaları için damaklarındaki tadı unutmamaları adına her şeyin mübah görüldüğü bir koltuk değildir burası. Bu basın toplantısında bir tek amacımız var. Çok önemsediğimiz Trabzonspor’un yarınlara daha başarılı şekilde yürümesi için bu bilgilere ihtiyacımız var. Büyük bilgi kirliliği var. Belki size eksik bilgiler aktarmış da olabiliriz. Ancak doğru bilgilerin aktarılması ilkemiz olmalıdır. Açıklamalarımızın, tarihe bir not olarak düşmelidir.”
 
”KARAKTER VARSA KANUNA GEREK YOK”
 
“Nuri Albayrak’ı camia olarak ibra etmedik, bu ayıp en ayıp olduğunu ve bunun tarihe nasıl iz bıraktığını umarım herkes görür Umarım kör gözleri aydınlatabiliriz. Trabzonspor camiası adına, lütfen kusura bakmayın Nuri Albayrak, hak etmediğiniz şeyi yaptık.”
 
“Nuri Albayrak döneminde borcumuz 22 milyon Euro… Sadri Bey’in döneminde 75 milyon Euro oluyor. Sadri Bey’den İbrahim Hacıosmanoğlu dönemine geçerken borç 156 milyon Euro oluyor. Yönetim felsefesi böyle devam ediyor olsaydı, borcumuz 250 milyon Euro olurdu. Trabzonspor’un borcu 1.3 katrilyon diyorlar ya, böyle devam etseydi bu bilgi doğru olurdu. Türkiye’de bir spor yasası çıkarılmaya çalışılıyor. Yöneticiler, aldıkları borcun üzerinde kulübü bırakırsa bu borç yöneticilerin olsun deniyor ama bu yasa bir türlü çıkmıyor. Kanun çıkmak zorunda değil, eğer sizde etik varsa karakter varsa kanuna gerek yok ki.”
 
Muharrem Usta barkovizyonda başkanların borçlarını açıkladı;
 
image
 
Nuri Albayrak – 22 milyon Euro (2008)
 
Sadri Şener – 75 milyon Euro (2013)
 
İbrahim Hacıosmanoğlu – 156 milyon Euro (2015)
 
Muharrem Usta – 150 milyon Euro (2018)
 
“Sen bir şekilde yönetime gir, başkanlık yap. Daha sonra borçlandır, bir şekilde ayrıl. Daha sonra ‘ben yapmadım ki, o yaptı’ böyle olur mu ya? Şimdi yeni trend, ‘kafamız uymadı, ben ayrıldım’ böyle bir şey olabilir mi ya? Bir yönetime giriyorsun, sonra ben yokum küstüm diyorsun. Niye küstün, ritmik horonu beraber oynayamadık. Falan filan. Hiçbir şey yokmuş gibi devam ediyoruz sonra.”
 
”KÜSTÜM DİYEREK GİTMEK YOK”
 
“Kulüpler neden batar? Yanlış transfer politikaları yüzünden. Eğer bonservis bedeli fazla ödeyip, futbolcuya, menajere paralar ödeyip, gelirlerden daha fazla bir ücrete dönüşürse kulüpler batar.”
 
“Biz bu transferleri kimle yaptık? İlk dönem transfer komitesinin başında Nevzat Aydın vardı. O zaman Nevzat Aydın da var. Ona da yazdım, bu borcu beraber kapatacağız, öyle küstüm diyerek gitmek yok. Aydın, ben ayrıldım artık dedi ama bu camialar öyle camialar değil. Ama kendisi derse ki, ben gittim başkan, ben ödemem. O zaman söz veriyorum ben öderim. Ama ilk başta söyledim etik, ahlak gibi değerler varsa birlikte öderiz. Ben ayrıldım diyerek işten kaçılabilecek öyle camialar değil bu camialar.”
 
‘‘EL FATİHA HİÇBİR ŞEYİMİZ YOK”
 
“Şöyle bir moda olmuş; yönetime gir, sonra ben yapmadım bilmem ne deyip ayrıl. Bir ekip gelir, günahıyla sevabıyla bu işi taşır. Yükün altına girdiyse aslanlar gibi mücadele eder sonra halkın önüne çıkar.
 
Atay Aktuğ döneminde 19 milyon Euro, Sadri Şener döneminde 31 milyon 261 bin Euro, Hacıosmanoğlu döneminde 16 milyon 900 bin Euro hisse satılmış. Trabzonspor’un yüzde 49 hissesi satılmıştır. Bittik. El Fatiha, hiçbir şeyimiz yok. Yedik bitirdik birbirimizi ama aslında Trabzonspor’u bitirdik.
 
“Bizim dönemimizde ise oluşan açık 25 milyon Euro. Peki neden borcumuz artmıyor? Çünkü biz, yönetim kurulu olarak kendi cebimizden kasaya para koyduk, önemli projeler yaptık. Bu ödemelerinin yarısını sponsor olarak diğer yarısını da ihtiyaçlarına karşılık olarak.”
 
”GÜNEŞLİ GÜNDE ATLAYIN YAHU”
 
“Bir Malatya gecesi yaşadık… Balıkçı teknemiz batıyor ama kurtulmaya çalışıyoruz. Birkaç kişi filikaya atlıyor kaçıyor gidiyor. Önceden hazırlanmış deklarasyon metni… Madem atlayacaksınız güneşli günde atlayın yahu. Çok güvendiğim iki isim, sizin de tanıdığınız. Bizim ayrılıklarımız, yönetim kurulunu düşürmeye yetmedi. Siz de ayrılın, biz sizin arkanızdayız demişler. Ayıptır yahu. Bu bize yapılmış bir şey değildir, Trabzonspor’a yapılmıştır.”
 
“Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri, bu kulübün şehirdeki ufak tefek gayrimenkulleri dışında sahip olduğu tek mülktür. Kartal’da arazimiz yok arkadaşlar, orası bizim değil. Devletin yeri, kiralık.”
 
“2000 yılında biz kümeye gidiyorduk arkadaşlar! Size yemin ediyorum biz göreve geldiğimizde o dönemden daha kötü durumdaydık. 15 günde 100 milyon TL bularak zar zor kümede kaldık.”
 
“Ahlak, etik, kural hiçbir şey kalmamış. Kulüp için iyi bir şeyler yapıyoruz ama herkes ‘Gitsinler’ diyor. Diğer kulüplerde de bu böyle.”
 
“Futbol takımımıza gelecek olursak (Barkovizyona Onazi, Okay Yokuşlu, Yusuf  Yazıcı ve Abdülkadir Ömür’ün fotoğrafları yansıtıldı) ben bu 4 futbolcuyu vallahi de billahi de 40 – 50 milyon Euro’ya satardım. Hala da bu imzayı atabilirim. Ama yapmayacağız…”
 
”190 BİN DOLARLIK KREDİ KARTI…”
 
“Kulüp adına 190 bin dolarlık kredi kartı alınmış. Bütün giderler bu karttan alınmış. Ben önemli bir iş adamıyım ama hayatımda hiç 190 bin dolarlık kartım olmadı. Siz buraya paraya koymaya geldiniz ya, para almaya değil. Trabzonspor makamı kimsenin babasının malı değil. Futbol dünyamızın içerisinde haysiyet cellatları var. Bu makamın tadını alan insan 20 yıl sonra bile bunu kullanıyor.”
 
”KÜFÜR EDİN DİYE SİLAH VERİYORLAR”
 
“Bu haysiyet cellatları, 20 yaşındaki liseli çocukların eline ‘sosyal medyadan küfür edin’ diye silah veriyorlar. Dava açıyoruz, aileleri özür diliyor. Bu çocukların suçu yok ki, affediyoruz. Ey genç çocuklar lütfen tuzağa düşmeyin! Bu haysiyet cellatları, 20 yaşındaki liseli çocukların eline ‘sosyal medyadan küfür edin’ diye silah veriyorlar. Dava açıyoruz, aileleri özür diliyor. Bu çocukların suçu yok ki, affediyoruz. Ey genç çocuklar lütfen tuzağa düşmeyin!”
 
“Türkiye’de kulüplerin büyük sorunu var. 4 büyük kulübün toplam borcu eski parayla 6-7 katrilyon! Ben buradan devlete sesleniyorum. Sakın ha bu borçlar kapatılmasın. Kim bu hale getirdiyse, o borçları onlar kapatsın.”
 
“Sezona şampiyonluk hedefiyle başladık. Olamayınca ‘vay efendim sözünü tutmadın’ diyorlar. Kardeşim her takım şampiyonluk için sezona başlar. Herkes bunu söylüyor ama Trabzon’da bunu demek yasak oluyor. Yasak hemşehrim yasak! Trabzonspor tarihinde ilk defa bir yönetim bu kadar hizmet yapacak ama siz menajerler üzerinden bize vurmaya çalışacaksınız. Hadi be!”
 
”AVUKATLAR BİR ARAYA GELMİYOR”
 
”CAS’a gidilsin gidilmesin tartışması vardı. Şike mücadelesini sürdüren Trabzonspor avukatları dağılmıştı. Önce hepsini dedim bir toplayayım. Meğer baktım onlar da bir araya gelmiyorlar.”
 
”MAKAMA DOYMUŞ BİR YÖNETİMİN OLUŞMASINI DİLİYORUM”
 
“2010-2011’de şike davası ile karşılaştık. Nevzat Aydın’dan şunu beklerdim, “Bu dava bana emanet” Şenol Güneş’in hak etmediği şekilde Trabzonspor’dan gönderildiğinde de Nevzat Aydın vardı, o zaman sesini çıkartmadı, şimdi güzelleme yapıyor”
 
Geleceğe daha sağlıklı yürüyebilmek adına, iyi işler çıkarmak için o grafiğin geriye dönmesine katkı sağlayacak, makama doymuş etik ilkeleri sağlıklı, ekonomik olarak beklentisi olmayan sağ duyulu bir yönetimin oluşmasını diliyorum.