Uludağ Üniversitesi (UÜ) Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, koyun, sığır, keçi ve tavuk etleri, hamburger, sade, yağlı etten yapılan köfteler, sucuk, sosis, salam, tereyağı, içyağı,Yağda kızartılmış besinler, nitrit ve nitrat eklenmiş besinlerle doğrudan ateşte pişmiş etlerin tüketilmesinin kanser riskini artırdığını söyledi
Beslenme şeklinin kanser oluşmasında önemli faktörlerden biri olduğunu Cihan Haber Ajansına anlatan Prof. Dr. Tayar, beslenmenin kanser oluşmasına etki ettiği gibi kanserin de kişinin beslenme durumunu etkilediğini dile getirdi
Farklı kaynaklara göre kanserin beslenme ile ilgisinin yüzde 10-70 arasında değiştiğini, oranın yüzde 35 olarak kabul edildiğine işaret eden Tayar, gıdaların tarlada ekimden başlamak üzere sofraya gelinceye kadar pek çok aşamadan geçtiğini hatırlattı.
Tayar şunları kaydetti: "Bu aşamalarda çeşitli fiziksel, kimyasal gibi değişikliklere maruz kalmaları, yabancı maddelerle kontamine olmaları gibi gıdanın kalitesini etkilediği kadar o gıdanın sağlığı bozucu hale gelmesini de etkileyebilir.
Organizmada yeni hücre oluşumunda, gıdaların kalite ve miktarı büyük önem taşır. Organizmanın temel taşı olan hücrede oluşacak herhangi bir bozukluk zamanla etkinliğini artırarak dokulara, organlara ve tüm organizmaya yayılır."
ŞİŞMANLIK, ALKOL, SİGARA KANSER RİSKİNİ ARTIRIYOR:
Prof. Dr. Mustafa Tayar, koyun, sığır, keçi ve tavuk etleri, hamburger, sade, yağlı etten yapılan köfteler, sucuk, sosis, salam, tereyağı, içyağı, yağda kızartılmış, nitrit ve nitrat eklenmiş besinlerle, doğrudan ateşte pişmiş etlerin tüketilmesinin kanser riskini artırdığını kaydetti.Çevrede bulunan kanser yapıcı maddelerin yağ içinde, besinlerin yağlı kısımlarında biriktiğini belirten Tayar şöyle devam etti: "Günlük diyetimizde sebze, meyve ve kuru baklagillerin yeteri kadar yer almaması nedeniyle posa tüketimimizin az olmasından dolayı bağırsakta birikip uzun süre kalan artıklar ve salgılardaki ögelerden bakteriler kanser yapıcı moleküller oluştururlar.
Bu moleküller barsak yüzeyi ile sürekli temas ettiklerinden kanser oluşma riski artar.Çevrede bulunan kanser yapıcı maddelerin yağ içinde, besinlerin yağlı kısımlarında biriktiğini belirten Tayar şöyle devam etti: "Günlük diyetimizde sebze, meyve ve kuru baklagillerin yeteri kadar yer almaması nedeniyle posa tüketimimizin az olmasından dolayı bağırsakta birikip uzun süre kalan artıklar ve salgılardaki ögelerden bakteriler kanser yapıcı moleküller oluştururlar. Bu moleküller barsak yüzeyi ile sürekli temas ettiklerinden kanser oluşma riski artar.
Çevrede bulunan kanser yapıcı maddelerin yağ içinde, besinlerin yağlı kısımlarında biriktiğini belirten Tayar şöyle devam etti: "Günlük diyetimizde sebze, meyve ve kuru baklagillerin yeteri kadar yer almaması nedeniyle posa tüketimimizin az olmasından dolayı bağırsakta birikip uzun süre kalan artıklar ve salgılardaki ögelerden bakteriler kanser yapıcı moleküller oluştururlar. Bu moleküller barsak yüzeyi ile sürekli temas ettiklerinden kanser oluşma riski artar.Şişmanlık kanser çeşitlerinin oluşmasında risk faktörüdür. Şişmanlarda kanserden ölüm oranının zayıflara oranla daha fazla olduğu saptanmıştır.
Aşırı alkol alımının dudak, özefagus, larinks kanserlerine neden olduğu; karaciğer, akciğer kanser riskini artırdığına ait bulgular vardır. Sigara ve nargile içmenin veya sigara dumanına maruz kalmanın çeşitli kanserlere neden olduğu bilinmektedir.Tütün içimi ile birlikte alkolün alınmasının kanser riskini artırdığı tespit edilmiştir."A, C, E vitaminleri, çinko, kalsiyum, selenyum,iyot ve demir gibi minerallerin yetersizliklerinde de kanser oluşma riskinin arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Tayar, gıdaların pişirilme yöntemlerindeki yanlışlıkların da kanser riskini tetiklediğini söyledi.
Şeffaf Gazete.com