Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
BÜYÜK SIRRINI KONUŞTU
BÜYÜK SIRRINI KONUŞTU
Alman anne ve Türk babanın kızı olan oyuncu Leyla Lydia Tuğutlu, “İki kültürün de iyi taraflarını almaya çalıştım hep. Farklı kültürlerle büyüyen insan hoşgörülüdür. Farklı hayat tarzlarına aşinadır çünkü. Daha açık fikirli olabilir” diyor
1 Şubat 2015, 12:55
 
Alman anne ve Türk babanın kızı olan oyuncu Leyla Lydia Tuğutlu, “İki kültürün de iyi taraflarını almaya çalıştım hep. Farklı kültürlerle büyüyen insan hoşgörülüdür. Farklı hayat tarzlarına aşinadır çünkü. Daha açık fikirli olabilir” diyor
Üç sezondur Karadayı’da Kenan İmirzalıoğlu’nun kız kardeşi Songül’ü canlandıran, 5 yıldır HT Magazin isimli programı sunan Leyla Lydia Tuğutlu, şu sıralar ilk sinema filmi İçimdeki Ses’in vizyona girmesinin heyecanını yaşıyor. 2005 Miss Turkey kraliçesi olan Tuğutlu, yoğun hayatını, oyunculuğa nasıl başladığını ve hayallerini anlattı.

*Başrolünde oynadığın İçimdeki Ses cuma günü vizyona girdi. Filmi senin ağzından dinleyebilir miyiz?

Film mutlaka bizim de karşılaştığımız ve genelde yadırgadığımız türden bir ilişkinin hikayesini anlatıyor. Ben Ayşıl karakterini canlandırıyorum. Yurtdışında dünyaya gelmiş, farklı kültürlerde büyümüş bir kız. Onun aksine pasif, kendi halinde, daha içe dönük bir adam olan Selim’e aşık oluyor.

KOMEDİ BENİ TEDİRGİN ETTİ

*Karadayı’da dram oynuyorsun. Peki bu kadar dramdan sonra komedi oynamak nasıl bir duygu?

En güzel yanı gülerek çalışabilmek. Hep gülmekten kırılan set ortamlarına imrenirim. Matematikleri farklı diyelim. Sadece onu doğru yere oturtmak çözmek gerekiyor.

TÜRKiYE’DE DiŞi VE KOMiK KARAKTERLER AZ

*Bundan sonra komedi devam eder mi?

Neden olmasın? Çok sevdim daha fazlası gelsin isterim. Hikayeyi okurken kız nedense bana Cameron Diaz'ı hatırlattı. Daha yaşı küçükken oynadığı filmleri. Hep çok güzel ve doğal bir kızdı. Alık bir hali vardı, çok içtendi. Kendiyle alay edebilen kadınları seviyorum. Böyle karakterler daha fazla yazılmalı Türkiye'de.

*Güzel kadın komedi oynamaz diye bir algı var…

Karakter oyuncusuyla esas kadın ve erkeği ayırıyoruz. Hep güzel kadın, güzel erkek görmek istiyoruz dizilerde. Dünya böyle değil ki. Güzel kadın iyi bir de karakter oyuncusuysa tadından yenmez.

BABAM BANA DAHA KÜÇÜKKEN TÜRKÇE ŞARKILAR DİNLETİRMİŞ

*Filmde canlandırdığın karaktere benzediğini söyledin. Her şeyden önce o da senin gibi Almanya’da doğuyor. Kendi hikayeni anlatır mısın biraz?

Alman bir annenin, Türk bir Baba'nın kızıyım. Berlin'de doğdum, 5-6 yaşlarında İstanbul'a geldim. Babam benimle konuşur, Türkçe müzik dinletirdi. Daha bebekken kasetleri baştan sona takılmadan söylermişim. Kulağımın iyi olduğunu orada anladılar herhalde.                  Annemle babaannem arasında tercümanlık yapardım, simultane tercüman gibiydim. Türkçe'yi hızlı öğrendim. Okul hayatım burada başladı.

KENDİMİ UZAYLI GİBİ HİSSEDİYORUM

*İki farklı kültürde yetişmiş anne baba… Bunun avantajı ya da dezavantajı oldu mu?

Almanca konuştuğumda çocuklar bana ilgiyle bakardı, kendimi uzaylı gibi hissederdim. Annem özellikle unutmamam için benimle Almanca konuşuyordu, ben inatla Türkçe cevap veriyordum. Şimdi avantajlarını görüyorum başka bir dil bilmenin her anlamda.

*Anne ve babanın hangi yönlerini almışsın?

İki kültürün de iyi taraflarını almaya çalıştım hep. Alman tarafımdan disiplinimi, Türk tarafımdan sıcaklığımı almışım. Bir de farklı kültürlerle büyüyen insan hoşgörülüdür. Farklı hayat tarzlarına aşinadır çünkü. Daha açık fikirli olabilir.

BU İŞ GEREKSİZ HABER OLMADAN DA YAPILABİLİR

*Magazinde çok fazla haber olmuyorsun.  Bu kendini koruma için geliştirdiğin bir strateji mi?

Bir yerlere gelebilmek için magazinde görünmek gerekiyorsa, ben bunu tercih etmem. Yanlış bir şey olduğunu söylemiyorum. Bu iş gereksiz haber olmadan da yapılabilir. Özel hayatımın gizli kalmasını istiyorum. Özel alanıma girilmesine tahammülüm yok. Kendime karşı dürüstüm.
Nazara inanan bir insanım. Hem aşkta hem ailede… Göz önünde yaşayınca üzerine konuşan çok oluyor.İster istemez kötü bir enerji yaratıyor bu. O kadar yanlış haberler çıkıyor ki; etkileniyor ve ayrılıyor insanlar mesela.

AKLIMDA HEP MÜZİSYEN OLMAK VARDI

*Sanat hayatın müzikle başlamış…

Her zaman müzik vardı hayatımda. 6 yaşında piyano çalmaya başladım. Konservatuvarda yarı zamanlı keman, piyano, solfej öğrencisiydim. O yüzden yoğundum çocukken de. Sabahları okula gidip, akşamları konservatuvardaki derslere disiplinli bir eğitimim vardı. Günde 3 saat parçaları çalışıyordum. Aklımda müzisyen olmak vardı hep. Yazı yazardım, şiir yazardım bir de.

OYUNCULUK HEP VAR OLAN BOŞLUĞU DOLDURDU

*Filmde de izleyiciye sürpriz yapıp, şarkı seslendirdin…

Sevgili Tolga Çebi’nin film için yazdığı bir şarkı var ‘Ne yapayım’ diye… Filmin, kızın duygusunu çok güzel anlatıyor. Şarkıya ilk dinleyişte vuruldum. Şarkının hem onun hem de benim söylediğim bir versiyonu var. Filmde benim söylediğimin bir kısmını kullandılar. Hayal ettiğim bir şeyi gerçekleştirmiş oldum. Türkiye’de bu anlamda iyi örneklerini görüyoruz. Dans edebilen, şarkı söyleyebilen, hatta sahne alan kendi besteleri olan oyuncular var.

*Müzikle ilgili eğitim alırken, oyunculuk var mıydı aklında?

Yoktu. Profesyonel anlamda ilk işim Es Es. Orada sevdim bu dünyayı. Hep eksik bir şey vardı sanırım oyunculuk bunu doldurdu. Bu nedenle devam ettim.

*Sahne çalışması ya da albüm yapmayı düşünüyor musun?

Hobi olarak müziğe devam etmek istiyorum. Aslında albüm çıkarmayı hiç düşünmedim, öyle bir iddiam da yok. Müzik benim için terapi gibi. Hep hayatımda olmalı. Beni mutlu ediyor.
 
Röportaj Gülden Avuç

DİĞER HABERLER

YAZARLAR

KONUK KOLTUĞU KONUK KOLTUĞU
 TÖREHAN ÇİFTİ DOKUNULMAZLIK PEŞİNDE
Engin Ertem Engin Ertem
 KENTSEL DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜN CAN SİMİTİ
Mutlu Demirdelen Mutlu Demirdelen
 İRANLI'NIN KKTC'Yİ SİNSİ İŞGAL GİRİŞİMİ
Cansu Aksoy Cansu Aksoy
 AİLE MAHKEMELERİNİN DİKKATİNE!
Av. Remzi Kazmaz Av. Remzi Kazmaz
 AKBELEN ORMANLARI VE PARİS İKLİM ANLAŞMASI
Süleyman Yıldız Süleyman  Yıldız
 AKLIM BOSNA'DA KALDI

SİTE ANKET

TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK SORUN NEDİR ?








EN ÇOK OKUNANLAR