Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rusya uçağının vurulması emrini kendisinin verdiğini açıkladı. Davutoğlu, “Bu gelişmeler eğer Türk hava sahasının ihlali sonucu doğurursa her türlü tedbiri alacağımız dile getirilmiş, o toplantıda silahlı kuvvetlerimize gerekli talimatlar bizzat tarafımca verilmiştir.” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) grup toplantısında konuştu. Dün sabah saatlerinde Hatay'ın Yayladağı bölgesinde Türk hava sahasını ihlal eden ve ikazlara rağmen hava sahasını terk etmeyen ve o dakika itibariyle milliyeti bilinmeyen bir uçağın hava kuvvetleri tarafından düşürüldüğünü kaydeden Davutoğlu, şunları söyledi: "İhlali yapan ikinciuçak 5 dakikada 10 defa uyarıldı, biri hava sahamız dışına çıkmış, ikinci uçak ihlali sürdürünce uluslararası angajman kuralları çerçevesinde F-16'larımız tarafından müdahale gerçekleşti. İhlali sürdüren uçağı bölgedeki F-16 savaş uçaklarımız tarafından Türk hava sahasında müdahalede bulunulmuş ve Suriye topraklarını düşmüştük. Uçağın bazı parçaları Türkiye tarafına düştü ve bunun sonucunda 2 vatandaş yaralandı. Düşürülen uçağın Rusya'ya ait olduğu Rus makamları tarafından yapılan açılamalardan anlaşılmıştır. Düşen uçağa, Türk hava sahasını ihlalde iken ateş açıldığının altını özellikle çizmek istiyorum. Bu uçak Türk hava sahası ihlali esnasında düşmüştür."

‘RUSYA'YA GEREKLİ UYARILAR DEFALARCA YAPILDI'

Suriye hava sahasından Türkiye hava sahasına giriş yaparak ihlalde bulunacak hava araçlarına yönelik angajman kurallarının ilgili bütün taraflara açık bir şekilde defaatlerce izah edildiğini kaydeden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "3 -4 Ekim tarihlerinde hava sahamızın Rusya Federasyonu'na ait uçaklarca ihlal edilmesiyle angajman kurallarımız Ankara ve Moskova'da Rus makamlara en üst düzeyde muhtelif seviyelerde ve birçok kez bütün aşamalarıyla izah edildi ve gerekli uyarılar yapıldı. Dışişleri Bakanlığımıza davet edilen Rusya Federasyonu Büyükelçisine pilotların Suriye'den gelerek hava sahamızı ihlal eden askeri hava araçlarını milliyeti ne olursa olsun vurma talimatları olduğu, bu tür ihmallerin tekrarı halinde yaşanabilecek hadiseler karşısında sorumluluğun tamamıyla Rus tarafına ait olacağı net olarak ifade edilmiş, yeni ihlaller yapılmaması beklentimiz önemle vurgulanmıştır."

‘PAZAR GÜNKÜ ZİRVEDE, TALİMATI BEN VERDİM'

Bu çerçevede son bir hafta içinde özellikle Bayırbucak'ta saldırıların yoğunlaşması üzerine, pazar günü yemin töreni hemen öncesi yapılan güvenlik zirvesinde bu hususun bir kez daha vurgulandığını anlatan Davutoğlu, "Bu gelişmeler eğer Türk hava sahasının ihlali sonucu doğurursa her türlü tedbiri alacağımız dile getirilmiş, o toplantıda silahlı kuvvetlerimize gerekli talimatlar bizzat tarafımca verilmiştir. Yemin törenindeki açıklamamızda da bütün ülkelere ilgili taraflara Türk hava ve kara sınırlarımızın ihlal edilmemesi gerektiğini, ihlal edilmesi halinde hava sınırımızın ve kara sınırımızı korumak konusunda kararlılığımızı bir kez daha açıkça ifade ettik. Angajman kurallarımız da bütün dünya tarafından bilinmektedir. Angajman kurallarımız Rusya Federasyonu tarafından bilindiği halde, bu son hadisede radarımız tarafından defalarca yapılan ikazlar ihlal yapan uçaklar tarafından dikkate alınmamıştır. Neticede hava sahası ihlalinde bulunan milliyeti tespit edilemeyen uçak, tehdit olarak algılanmış, angajman kurallarımız talimatlar gereği uygulanmıştır. Bu hiçbir şekilde meydana gelmesini arzu etmediğimiz bir olaydır. Bütün uyarılarımıza rağmen ihlal gerçekleşiyorsa, ona karşı her türlü tedbiri almak bizim hakkımız aynı zamanda milletimize karşı görevimizdir." açıklamasında bulundu.

‘ZİRVE ÖNCESİ NATO GENEL SEKRETERİYLE GÖRÜŞTÜM'

Talepleri doğrultusunda NATO Genel Sekreteri'nin çağrısıyla NATO Konseyi'nin olağanüstü toplantı gerçekleştirdiğini ifade eden Davutoğlu, "Bu toplantı öncesi NATO Genel Sekreteri'yle bizzat görüştüm. Sayın Cumhurbaşkanımız ve ben, birçok dünya lideriyle görüştü. İhlal edilen Türk hava sahası aynı zamanda NATO hava sahasıdır. Yine dün akşam Cumhurbaşkanımızın başkanlığında ilgili birimlerin katıldığı güvenlik toplantısı gerçekleştirdik. Almanya, İngiltere ve İspanya başbakanlarıyla görüşmeler yaptım. Muhataplarımıza ülke hudutlarımızı korumanın gereğini anlattım. Onlar da sınırlarımızı korumamızın tabii hakkımız olduğunu teyit ettiler. Bir noktayı özellikle kaydetmek istiyorum. Bizim Rusya ile ekonomik, siyasi ve kültürel bağlarımız son derece güçlüdür. Rusya Federasyonu'yla ilişkilerimizde bu tür olaylara ve kazalara fırsat verilmemesi konusu dile getirdiğimiz ve hassasiyet gösterdiğimiz bir konudur. Bizler her zaman bu özeni ve dikkati gösterdik. Bu olayda Rusya ile ipleri germek, gerilim yaşamak gibi bir niyetimiz yoktur olamaz da. Rusya bizim dostumuzdur, komşumuzdur. Büyük devletler arasındaki ilişkiler iletişim kazasına feda edilemez. Rusya Federasyonu bizim çok önemli bir ortağımızdır. Şu anda aramızdaki iletişim kanalları açıktır. Ancak şunu da ifade etmek isterim. Ulusal güvenliğimiz de uluslararası hukuk çerçevesinde saygı esasına dayanmak zorundadır." ifadelerini kullandı.

‘BAYIRBUCAK BÖLGESİNDE TEK BİR DEAŞ UNSURU VE TERÖR UNSURU YOKTUR'

"Biz yanı başımızda büyük acılar yaşayan komşumuz Suriye'ye barış, huzur, adalet, demokrasi gelsin istiyoruz." diyen Davutoğlu, şunları ekledi: "Suriye'nin acısını dindirmek için gösterdiğimiz fedekarlıkları cümle alem biliyor. Suriye'deki kaosun sona ermesi için bir yandan DEAŞ teröründen, bir yandan meşruiyetini yitirmiş Esed rejiminin devlet teröründen kurtulmak gerekmektedir. Bunun için DEAŞ'a karşı mücadele eden bütün tarafların mücadelelerini yoğunlaştırması ve Suriye'de geçiş döneminin sağlanması hayati öneme sahiptir. Gelin Suriye'deki bu yangını söndürelim, masum sivilleri katledenlere artık dur diyeyim. Son günlerde bize tarihi bakımdan derin bağlarla bağlı olan, Bayırbucak bölgesinde, Suriye halkının bütününde, ama Bayır Bucak bölgesindeki Türkmen kardeşlerimize dönük olarak çok yoğun bir saldırı söz konusudur. Bu olayları askeri istihbari ve diplomatik olarak yakından takip ediyoruz. Bu olaylar göstermektedir ki yabancı savaşçılar, Suriye rejiminin yanında yer alan saldırgan bazı milislerle temsil edilmektedir. Biz bütün bu yabancı savaşçılara Suriye'de olmasına karşıyız. Maalesef bu saldırılara Rus uçaklarının katıldığı bilgisi de söz konusudur. Bayırbucak bölgesinde tek bir DEAŞ unsuru ve terör unsuru yoktur. DEAŞ'a saldırıyoruz diye Bayırbucak'a saldırmalarına da göz yumamayız."

(CİHAN)