Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
SARİN GAZI SKANDALI NASIL ORTAYA ÇIKTI ?
SARİN GAZI SKANDALI NASIL ORTAYA ÇIKTI ?
Seymour Hersh’ün Türkiye hakkındaki haberinde dikkat çeken bir iddia da, Türk yetkililerin Amerikan istihbaratı tarafından dinlendiği ve ‘Şam’daki saldırının arkasında Türkiye’nin bulunduğunun‘ da bu dinlemeler üzerinden ‘kanıtlandığı‘ yönünde.
6 Nisan 2014, 19:20

 

Seymour Hersh’ün Türkiye hakkındaki haberinde dikkat çeken bir iddia da, Türk yetkililerin Amerikan istihbaratı tarafından dinlendiği ve ‘Şam’daki saldırının arkasında Türkiye’nin bulunduğunun‘ da bu dinlemeler üzerinden ‘kanıtlandığı‘ yönünde.

İddiaya göre, yetkililer arasında saldırıdan hemen sonra yapılan konuşmalarda ‘keyif hakimdi‘.

‘Olağanüstü bir durum planladılar’

Hersh, “21 Ağustos’ta düzenlenen saldırıya ilişkin telefon dinlemeleri ve diğer veriler toplandıkça, istihbarat camiası şüphelerini destekleyecek kanıtlar gördü” diye yazdı. Hersh’e konuşan eski bir istihbarat yetkilisi, “Bunun, Obama’nın kırımızı çizgiyi aşması için Erdoğan’ın adamları tarafından planlanan gizli bir eylem olduğunu artık biliyoruz. BM yetkilileri daha önceki gaz kullanımlarını araştırmak için 18 Ağustos’ta Şam’a gittiğinde kentte ya da dışında bir gaz saldırısı düzenlemek için durumu tırmandırmak zorundaydılar” dedi. Yetkili, Türkiye’nin ‘olağanüstü‘ bir durum planladığını ve istihbarata göre ‘sarini hem tedarik edip hem de kullanımı konusunda eğitim verdiğini‘ söyledi.

image

‘Türk yetkililer çok keyifliydi’

Hersh makalesinin bu noktasında, şu çarpıcı ifadeleri kullandı: “Bu değerlendirmeye yönelik desteğin büyük kısmı, büyük kısmı Türklerin kendilerinden, saldırının hemen sonrasında dinlenen konuşmalardan geldi. Öncelikli kanıtlar, Türklerin saldırıdan sonra çeşitli dinlemelerdeki keyifli ve sırt sıvazlar gibi görünen halleriydi. Operasyonlar planlama aşamasında her zaman son derece gizli tutulur fakat övünme noktasına gelindiğinde, operasyonu düzenleyenler başarıdan pay kazanabilmek için kendilerini tutamaz.

Suriye’nin başkenti Şam’ın Guta banliyösünde 21 Ağustos’ta gerçekleştirilen ve yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği sarin gazlı saldırının bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dahilinde, Türkiye tarafından El Nusra Cephesi’ne yaptırıldığı iddiaları gündemi sarstı.

Peki başta iddiaların odağındaki Erdoğan olmak üzere Türkiye hükümeti üyeleri sarin gazlı saldırının ardından ne demişti?

 24 Ağustos’ta Rize’de konuşan Erdoğan, saldırıdan Esad’ı sorumlu tutmuş, “Allah’a inanıyorum ki bunun hesabını en kısa zamanda ondan soracaktır” demişti. Erdoğan şöyle devam etmişti:

“Özellikle evvelki sabah o yavruların cansız bedenlerini gördük değil mi? Orada kan, kurşun izi yoktu. Çünkü o yavrular maalesef kimyasal silahlarla şehit edilmişlerdi. Ama şuna inanıyoruz ki bu Beşar Esad’ın son çırpınışlarıdır. Çünkü muntakim olan Allah’a inanıyorum ki bunun hesabını en kısa zamanda ondan soracaktır. Bu yavruların intikamını onlardan alacaktır.”

erdogan-dan-flas-aciklamalar-4167023

‘O zalimin insanlık dışı katliamıyla gururlandınız mı?’

“Ana muhalefet partisinin sorumlularına soruyorum; gazete, televizyonlarda yeni doğmuş bebeklerin, 3, 5 yaşında o masum çocukların solgun yüzlerine bakabildiniz mi? Destek verdiğiniz sırtını sıvazladığınız o zalimin insanlık dışı katliamıyla gururlandınız mı? Kendi ülkesinin başbakanını diktatörlükle itham edenler, kendi ülkesinin başbakanını dünyaya şikayet edenler, acaba sırtını sıvazladıkları Esad için diktatör sıfatını kullanabilecek cesarete sahipler mi”

Davutoğlu: Suriye rejimi insanlık suçlarının en büyüğünü işledi

Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu, sarin gazlı saldırıdan Suriye rejimini sorumlu tutmuştu:

24 Ağustos 2013′te Suriyeli muhaliflerin çatı örgütlerinden Suriye Ulusal Koalisyonu’nun başkanı Ahmed Jarba’yla basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu, şunları söylemişti:

“Suriye rejimi insanlık suçlarının en büyüğünü işleyerek bir kimyasal silah saldırısı gerçekleştirdi. Suriye rejiminin bu konuda saldırının kendisi tarafından yapılmadığı yönünde iddiaları söz konusu. Şimdi Suriye rejimi açısından bir imtihan söz konusudur”

‘Esad izin vermezse, ‘gönüllüler koalisyonu’ onu durduracak’

25 Ağustos 2013′te İtalyan La Repubblica gazetesinin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, “Suriye’de Esad rejimi tarafından kimyasal saldırı yapıldığına dair ne tür somut bilgilere sahipsiniz?” sorusuna da şu yanıtı vermişti:

“Kimyasal silahlarla bir saldırı olduğu gerçeğine ilişkin genel bir fikir birliği var, bu kadar çok kişiyi öldürmenin başka yolu olamazdı. Ancak asıl soru şu: Bunu kim yaptı? Bunun sorumlusunun bulunması için BM’nin derin inceleme yapmasına ihtiyaç var. Aralarında İtalya ve Türkiye’nin de bulunduğu Suriye’nin Dostları Grubu, şu an Suriye’de bulunan BM müfettişlerinin görev süresinin uzatılması ve genişletilmesi konusunda Genel Sekreter Ban Ki Moon’dan talepte bulunduk.”

Davutoğlu, kimyasal kullanıldığının kanıtlanabilmesi için Suriye rejiminin BM müfettişlerine tam erişim imkanı sağlamasını istediklerini söyleyerek, “Esad buna izin vermezse, her şey onun sorumluluğunda olacaktır. Bu durumda ‘istekli ülkeler koalisyonu’ onu durduracaktır” demişti.

‘İnsanlık suçu karşılıksız bırakılamaz’

27 Ağustos’ta Safranbolu’da yaptığı açıklamada Suriye’de yapılan kimyasal saldırının uluslararası hukukun çok açık bir ihlali olduğunu belirten Davutoğlu şu ifadeleri kullanmıştı:

“Bu bir insanlık suçudur ve bu insanlık suçu karşılıksız bırakılamaz. Müeyyidesi ne ise onun gereği yapılmalı. Yoksa uluslararası hukuktan, yoksa insanlık vicdanından bahsetmenin anlamı kalmaz”

‘Ordu birlikleri mi Şebbiha’lar mı?’

Davutoğlu, 30 Ağustos’ta yaptığı açıklamadaysa istihbarattan edindikleri bilgilere göre saldırının sorumlusunun Esad rejimi olduğunu şu sözlerle savunmuştu:

“İstihbari kaynaklardan edindiğimiz sağlıklı bilgiler, iki açıdan bunun sorumlusunun rejim olduğunu açık bir şekilde gösteriyor. Rejim bizzat düzenli ordu birlikleri mi yoksa rejim kontrolündeki Şebbiha’lar mı ayrı bir tartışma konusu. Bu tamamiyle bizim milli istihbarati değerlendirmelerimizdir. Ama diğer istihbarat birimleriyle yapılan temaslarda da genel olarak mutabakat olduğu görülüyor”

‘İki ay önceden kimyasal tehlikeye karşı tedbir aldık’

20140314 muammer guler

17 Aralık operasyonu sonrası istifa etmek zorunda kalan İçişleri eski Bakanı Muammer Güler de, Guta’daki saldırıyı ‘insanlık suçu’ olarak nitelemiş, AFAD’ın bölgede iki ay önceden kimyasal etki yaratabilecek bir tehlikeye karşı bir çalışması olduğunu aktarmıştı.

“Son yaşanan olaylar işin çığrından çıktığını kimyasal silah denen bir insanlık suçunun işlendiğini ifade ediyor. Tabi dünya kamuoyu buna sessiz kalamaz. Bunun karşılığı uluslararası alanda mutlaka vardır. Vatandaşlarımızın, kendi topraklarımızın elbette güvenliğini sağlamak anlamında her türlü tedbiri alıyoruz”

‘Suriye’ye müdahale için çalışmalar yapılıyor’

Başbakan Yardımcısı ve hükümet sözcüsü Bülent Arınç, 1 Eylül 2013′te yaptığı açıklamada, Suriye’ye askeri müdahale tartışmalarına ilişkin konunun, Bakanlar Kurulu Toplantısı’nda görüşüleceğini söyledi.

20140402 bulent arinc

Arınç, “Kimyasal silah kullanılmasından dolayı Suriye yönetiminin cezalandırılması ve bundan sonra insanlığa karşı bu tür suçların işlenmemesi amacıyla bir yaptırım söz konusudur. Bu konuda çalışmalar yapılıyor. Bakanlar Kurulu’nda enine boyuna görüşülecek. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu tür konularda hükümetin talep ettiği izni verir veya vermeyebilir. Geçmişte bunun örnekleri yaşandı” demişti.

‘Kimyasal silahlarla birlikte insanlık öldürüldü’

numankurtulmus

AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da Guta saldırısına ilişkin Adıyaman’da yaptığı açıklamada şunları söylemişti:

“Güçler dengesinden ve çıkar ilişkilerinden, bölgesel dengelerden bahsedildi ve maalesef Suriye’de kimyasal silahlarla birlikte insanlık öldürüldü”

Kaynak: www.diken.com.tr


DİĞER HABERLER

YAZARLAR

KONUK KOLTUĞU KONUK KOLTUĞU
 DOLANDIRICILAR CUMHURİYETİ -Timur Soykan
Engin Ertem Engin Ertem
 KENTSEL DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜN CAN SİMİTİ
Mutlu Demirdelen Mutlu Demirdelen
 İRANLI'NIN KKTC'Yİ SİNSİ İŞGAL GİRİŞİMİ
Cansu Aksoy Cansu Aksoy
 AİLE MAHKEMELERİNİN DİKKATİNE!
Av. Remzi Kazmaz Av. Remzi Kazmaz
 AKBELEN ORMANLARI VE PARİS İKLİM ANLAŞMASI
Süleyman Yıldız Süleyman  Yıldız
 AKLIM BOSNA'DA KALDI

SİTE ANKET

TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK SORUN NEDİR ?








EN ÇOK OKUNANLAR