Güzel ülkemiz için yazıyoruz - KONUT SEKTÖRÜ İMDAT DİYOR Şeffaf Gazete
http://seffafgazete.com/haberler/diger-haberler-2/32529/konut-sektoru-imdat-diyor

 

KONUT SEKTÖRÜ İMDAT DİYOR
KONUT SEKTÖRÜ İMDAT DİYOR
Aşırı üretim konut stokunu artırırken, talep ise son 9 aydır düşme eğiliminde ve bu da inşaat firmalarını batış riskiyle karşıya bırakıyor. Sektör için en önemli verilerden biri olan bankacılık kesiminin konut kredileri yılın ilk çeyreğinde sadece yüzde 1.24 büyüdü
28 Mayıs 2018, 20:08
 
Ucuz krediye talep yok, inşaatçılar: ‘İntiharın eşiğindeyiz’
 
Seçim öncesi toplumun pek çok kesimine hediye paketleri dağıtan iktidarın, ekonomik tabanının dayadığı inşaat sektörü için açtığı koca bir bal kavanozu boşa gitmiş olabilir mi?
 
Tıpkı 1990’lardaki görev zararlarını hatırlatırcasına kamu bankalarına piyasa şartlarının çok altında faizlerle açtırılan ev kredileri, istenenin çok uzağında bir etki yaratmış gözüküyor.
 
Hem kredi rakamlarının seviyesi hem de inşaatçı ve emlakçılardan alınan izlenimler, piyasada Hükümetin teşvikleriyle yaşanan heyecanın saman alevi kadar kısa sürdüğünü gösterirken, yaklaşık 2 milyon konut stoku, düşen talep ve artan maliyetler nedeniyle bir dizi problemin ortasında yer alan sektördeki kara bulutları daha da yoğunlaştırmış durumda.
 
TÜİK rakamlarına göre Türkiye’de son 5 yıl içinde inşaat izni alınan konutlar ile satışı yapılarak iskana açılan konutlar arasındaki fark 2 milyonu buluyor. Sektördeki satılmayan yeni konut stokunu ifade eden bu rakam, Türkiye inşaat sektöründe faaliyet gösteren 360 bin firmanın her yıl ihtiyacın 400 bin üzerinde konutu üreterek satışa çıkardığının bir göstergesi.
 
Aşırı üretim konut stokunu artırırken, talep ise son 9 aydır düşme eğiliminde ve bu da inşaat firmalarını batış riskiyle karşıya bırakıyor. Sektör için en önemli verilerden biri olan bankacılık kesiminin konut kredileri yılın ilk çeyreğinde sadece yüzde 1.24 büyüdü. Bu geçen yılın ilk dört ayındaki yüzde 7.5’lik büyümenin yanında oldukça mütevazi bir rakam. Kuşkusuz bunda Türkiye piyasalarında geçen Eylül’de başlayan fırtına nedeniyle konut kredilerinin faizlerinde yaşanan artışın etkisi büyük. Mart’ta aylık bazda krediyle konut satışları yüzde 31’le rekor seviyede geriledi.
 
Hükümet konut sektöründeki tıkanıklığın ana nedeni olarak gördüğü kredi faizlerindeki yükselişe karşı atağa kalkarak, Türk bankacılık sisteminin yaklaşık üçte birini oluşturan 3 kamu bankası aracılığıyla düşük faiz kampanyası başlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genel faiz oranları hakkındaki tutumunu da yansıtan kampanya 10 Mayıs’ta başlatılırken, Türkiye’nin en büyüğü Ziraat Bankası kredi faiz oranlarını aylık bazda 0.3 puana varan düşüşle yüzde 0.98’e çekti. Hemen ardından Halk ve Vakıf Bankası aynı faiz oranlarıyla kredi kampanyasına katıldı. Destek özel sektörden Şekerbank ve TEB’in desteğiyle büyüdü.
 
Kampanyada 500 bin TL, yani yaklaşık 100 bin dolara kadar ulaşan ev kredileri için hesaplanan yıllık faiz oranı yüzde 12.41’e gelirken, bu oran, temel faiz oranı olan Merkez Bankası’nın yüzde 16.9’luk bileşik fonlama faizine göre 4.5 puan ucuz. Ve yeni faiz oranlarından alınan kredi, bir hafta öncesine göre alınan 500 bin liralık krediye göre ayda bin 417 TL, 10 yıl vade için de 170 bin TL maliyet avantajı sağlıyor. Dünyada ve Türkiye’de yapılan daha önceki uygulamalara ters olan bu durum kuşkusuz Hükümet’in ekonomideki problemlerin geçici olduğu ve piyasa faiz oranlarının kısa sürede eskisi gibi daha düşük seviyelere ineceğine yönelik iyimserliğinin bir parçası.
 
image
 
Hükümet ekonomik büyüme ve istihdam üzerinde önemli bir katkısı olan inşaat sektöründeki tıkanıklığı aşmak amacıyla büyük güven duyduğu bu kampanyayı desteklemek için aynı tarihlerde yeni konut satışlarında KDV’de 10 puan, tapu hacında da yüzde 25’lik indirimle destek de verdi. Özel sektörün dev markaları ise 175 yeni dev konut projesinde satış fiyatlarında yüzde 20’lik indirim ve yüzde 5 gibi çok düşük peşinat oranlarıyla iktidarın inşaattaki atılımına yardım kararı aldı.
 
Gelen ilk veriler ise AKP ve ona bağımlı yükseliş yaşayan inşaat sektörünün ortaklaşa giriştiği seferberliğin piyasada beklenen etkiyi yaratamadığını gösteriyor. Merkez Bankası verilerine göre cazip faiz kampanyasının yürürlükte olduğu 11-18 Mayıs haftasında konut kredileri sadece 122 milyon TL arttı. Bu Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre ortalama 125 bin TL olan konut kredisi kullanım rakamlarına göre sadece bin dairenin finansmanına yetecek bir rakamı ifade ediyor. Haftalık kredi büyümesi obinde 7 ile sınırlı. Bu oran, konut sektöründe yüksek canlılığın yaşandığı geçen yılın bazı aylarındaki yüzde 0.5’lik kredi büyümesi ve haftalık 1 milyarlık kredi stoku artışına göre çok düşük.
 
Veriyi, değerlendiren İstanbul çapında etkili büyük bir emlak komisyonculuk firmasının yönetici ortağı, sektördeki problemlerin tek başına banka faiz oranlarının indirimiyle çözülecek kadar basit olmadığını belirtiyor.
 
Uzman, ‘Konutta faiz ve indirim kampanyası yaparken piyasadaki şartları da düşünmek zorundasınız. İnsanlar kredi çekip 10 yıl vadeli borca girmeyi planlarken dolar ve faiz her gün yükselirse sizin sunduğunuz koşulların bir cazibesi kalmıyor’ diyor.
 
Hükümetin seçim öncesi piyasaların ve dolayısıyla seçmenin güvenini kazanmak için yaptığı hamlelere karşın, Mayıs ayında dolar, TL karşısında yüzde 18, yıllık mevduat ve bono faizleri de 3 puana yakın artmış durumda.
 
Aynı uzman sektördeki talepte yatırım amaçlı alımların büyük bir önem taşıdığını belirterek, şunları söylüyor:
 
‘Türkiye’deki maaş düzeyiyle, yapılan evlerin fiyatlarını kıyasladığınızda uzun süredir çarpıklık var. Özellikle İstanbul’da dar gelirlilerin ev alabilme şansı çok düşük. Bu müşteri kitlesini sınırlıyor. Ancak evi olduğu halde yatırım için yeni bir ev alabilecek geniş bir kitle var. Bunlar için de getiri son derece önemli. Geçen yıldan beri konutta indirim kampanyaları yapılıyor. Bu fiyat artışlarını bastırıyor. Daha sonra işler yine durduğunda bir indirim kampanyası daha başlatılıyor. Bu da zaten düşmüş olan fiyatı tekrar düşürüyor. Alan kaybediyor. Buna karşı yatırımcı faiz ve dövizde reel kazanç imkanına sahip.’
 
Konut fiyatlarının yatırım olarak cazibesini kaybettiğine ilişkin en çarpıcı veri Merkez Bankası’nın bu ay açıkladığı Mart ayı Konut Fiyat Endeksi oldu. Banka’nın verilerine göre Mart ayındaki yıllık yüzde 10.23’lük enflasyon oranına göre Türkiye’deki konut yatırımcıları bir senede yüzde 1.5 reel kayıp yaşadı.
 
İstanbul ve Ankara’daki yeni ev fiyatlarına göre ise yıllık reel değer kaybı sırasıyla yüzde 5.2 ve yüzde 7.8 oldu. Konut açık ara yılın en kötü yatırım aracı haline geldi.
 
İstanbul Esenyurt’ta müteahhitlik yapan küçük ölçekli bir inşaat firmasının sahibi ise son kampanyaya ilişkin gelişmeleri ve kendi durumunu ‘Vallahi intihar edeceğim. 10 aydır tek daire satamadım. Malzemeciye verecek para yok. Elimde 12 daire var. Satamadığım için yeni başladığım inşaatta yarım kaldı’ diyor.
 
Sıkıntıları anlatmak için kullanılan ‘İntihar edeceğim’ terimi inşaat sektöründe son dönemde sıkça kullanılan tabirlerden biri olmuş durumda.
 
Bir belediye imar memuru ise ‘Konut satışı olsa oturum için bizden izin almaları gerekli. Oysa aylardır Afgan ve Iraklılar’dan başka ev alanı görmüyoruz. Eskiden belediyelerde, tapuda yapılan işler karşılığında dönen rüşvetin dedikodusu olurdu. Şimdi o bile yok’ diyor.
 
İstanbul Zeytinburnu’ndaki küçük bir emlakçı esnafı ise durumu ‘İnsanlarda moral yok. Kredi faizi düştü ama zaten 1 sene önce de böyleydi. Memleket her gün moral bozacak bir haberle uyanıyor. Moral olmayınca iş olur mu?’ diye konuşuyor.
 
Esnafın tespitleri devletin veriyle de uyuşuyor. Cuma günü açıklanan TÜİK rakamlarına göre İnşaat Sektörü Güven Endeksi son 1 yılda 8.6 puan düşmüş durumda. Bu kaybın 1.5 puanı, devletin sektöre açtığı cömert teşvik paketinin yapıldığı Mayıs’ta gerçekleşti. TÜİK verilerine göre inşaat sektöründe beklentileri olumsuz etkileyen nedenler arasında talep yetersizliği ve finansman eksikliği sırasıyla yüzde 26.2 ve 35.7 ile rekor seviyelere çıktı.
 
Can Teoman