Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
TARLABAŞI VİRANE OLARAK ORTADA KALDI
TARLABAŞI VİRANE OLARAK ORTADA KALDI
Son yıllarda bir şantiye haline gelen İstanbul'da semtler birer birer el değiştiriyor. Dönüşümün sembollerinden biri de Beyoğlu'nun Tarlabaşı semti. Son yıllarda devasa projelerle anılan Tarlabaşı'nda halkın önemli bir bölümü semtten gitti. Fakat yargı Tarlabaşı projesini iptal etti.
4 Kasım 2017, 00:05
 
Tarlabaşı projesi dünyaca ünlü İngiliz yazar Charles Dickenson’ın İki Şehrin Hikayesi isimli romanına benzemeye başladı. Lucie’nin Londra’yı terk etmek zorunda kaldığı gibi vatandaşlarda evleri Tarlabaşı’ndan ayrıldı. Okmeydanı, Küçükçekmece ve Pendik gibi semtlere gitmek zorunda kaldı. Fakat mahkeme projeyi iptal etti. Şimdi bu insanlar Tarlabaşı’na yani evlerine, dönmek isteseler de dönemiyorlar. Çünkü İstanbul’un merkezinden çıkarılıp çeperlerinde yaşamaya başladılar.
 
image
 
‘TÜM DÜZENLERİ ALT ÜST OLDU’
 
Tarlabaşı Toplum Merkezi’nde görevli Sosyal Hizmetler Uzmanı Ceren Suntekin  yaptığı açıklamada, “Tarlabaşında yaşayan vatandaşların tüm düzenleri alt üst oldu. Tahliye edilen birçok vatandaş, çalıştıkları işlerinden oldular. Ayrıca yapılan inşaattan dolayı bölgede suç oranları daha fazla artış gösterdi.” ifadelerini kullandı.
 
image
 
ESKİ TARLABAŞI ARTIK KALMADI
 
Uzun yıllar bir karara varılamadığından şikayetci olan Uzman Ceren Suntekin kararın çok geç alındığından şikayet etti. Suntekin konuşmasında, “İptal kararı çok geç alınmış bir karar. İnsanlar buralardan Okmeydanı’na, Küçükçekmece’ye gittiler. Bölgeden tahliye edilen insanlar artık kendi imkanlarıyla başka bölgeye taşındılar. Tarlabaşı artık eskisinden daha çok kirlendi. Birçok evi fareler böcekler bastı. Eski Tarlabaşı artık kalmadı” ifadesini kullandı. Bölgenin mimarisinin çok kötü olduğunu söyleyen Suntekin “Şuan ne olacak bölge nasıl bir hal alacak bizde merakla bekliyoruz “dedi.
 
image
 
‘KAÇ YIL SÜRDÜ ORTADA BİR ŞEY YOK
 
Mahkeme tarafından alınan bu kararın inşaatın durdurulması anlamına gelemediğini söyleyen İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna ise yaptığı açıklamada, “Proje kararları kapalı kapılar ardında alınıyor. Tarlabaşı haklı bu projeden çok olumsuz şekilde etkilendi. Zaten orada oturan vatandaşın birçoğu hizmet sektöründe çalışıyordu. Bu proje kapsamında hepsi evlerinden oldu ve çok uzak bölgelere taşınmak zorunda kaldı. Bence proje kapsamında halkın da görüşüne başvurulmalıydı. Kapalı kapılar ardında alınan kararla başlatılan proje şuan çıkmaza girmiş durumda yoksa bu dönüşüm projesinin çoktan bitmesi gerekirdi. Kaç yıl sürdü, hala ortada bir şey yok” ifadelerini kullandı.
 
image
 
‘İNŞAATIN BİR AN ÖNCE BİTMESİNİ İSTİYORUZ’
 
Tarlabaşı’ndaki projenin biran önce bitmesini istediklerini söyleyen Beyoğlu Merkez Çukur Mahallesi Muhtarı Maşuk Cıvak yaptığı konuşmada “Buradaki inşaatın bir an önce bitmesini istiyoruz. Burada yaşayan halkın hepsini dağıttılar. Bazıları aşağıdaki Hacı Ahmet ve Yeni Şehir mahallesine, bazıları da çok çok uzaklara gitti. Hepsi evlerinden oldular. Bazı şanslı olanların ise taşınma sürecindeki masraflarını karşıladılar, Kimisinin tuttukları evlerin birkaç ay kirasını ve depozitosunu verdiler. ” dedi.
 
image
‘TAŞINANLAR DA BİZ DE ZOR DURUMDAYIZ’
 
Yapılan inşaatın Tarlabaşı Mahallesine sıkıntılar yarattığını dile getiren muhtar Maşuk Cıvak, “Kaç seneden beri bu inşaat böyle. Şimdi de tamamen durduruldu. Bence bir an önce bitmeli yoksa biz vatandaş olarak çok zor günler yaşıyoruz. Ayrıca şuan buradan taşınanlar da zor durumda. Buradan aldıkları paralar suyunu çekti. Ev sahibi olan artık kiracı konumunda. Bu inşaatın bitmemesi felakettir. Ayrıca ben biliyorum ki bu proje yapılsa bile yine bir 10 sene sürer.” ifadelerini kullandı.
 
PROJE KARDEŞİMDENAYRILMAMA NEDEN OLDU!
 
Mahallenin 21 yıllık bakkalı İbrahim Kaya da projeden şikayetçi. Kaya, “Bu proje hem kardeşimden hem de esnaf arkadaşlarımdan ayrılmama neden oldu. Tek kaldım burada. Kardeşimin burada arsası vardı. Bu proje için arsasını satıp başka yere taşındı. İlerleyen sürede işinden oldu. Şimdide başka yerde çalışıyor. Buradan çok insan gitti. Ayrıca bu proje için belediyeden bize söz vermişlerdi. Evlerini satanlar için Kayabaşı’nda ev vereceklerdi ama bize ev falan vermediler. Ayrıca proje’den tek kardeşim etkilenmedi. Çevredeki esnaf da etkilendi. Hepsi kepenk kapatıp gittiler. Ben tek kaldım. 
 
image
 
Belediye bizim arsamıza 127 bin TL verdi. Sonra aynı emsaldeki başka yere 1 milyon TL’den fazla para verdi. Bu adalet mi?
 
Öylede bir haksızlık oldu. Bize de vaat verdiler. Kayabaşı’nda ev verecekler diye sattık. İmzayı attıktan sonra ‘yok’ dediler vermediler.  Sadece orada  57 kişiye ev vermişler ama o da tanıdık olanlara. Bize vermediler yani.” açıklamasında bulundu.
 
image
 
RESTORE EDİLİP YAPILMALIYDI
 
Tarlabaşı’nda yaşanan şuan ki durumu İstanbul gibi bir metropolde olmayacak bir durum olarak değerlendiren Yazar Ahmet Ümit de sozcu’ye konuştu. Ümit, “Daha önce Tarlabaşı’nda Rum azınlıklar vardı. Biz onları oradan kovduk. Bu sefer oradaki evler tartışmalı bir hal aldı.O kovulan insanların yerlerine yoksul insanlar ve Güneydoğu’ndan insanlar geldi. Yahut fuhuş sektöründe çalışan insanlar geldi. Şehrin göbeğinde akıl almaz bir yer oluşmuştu. Bence doğrusu şu idi; Tarlabaşı’ndaki evler çok orjinaldir. Orası  çevreye uygun bir şekilde restore edilip yapılmalıydı. Ama çok hızlı bir şekilde aceleyle bir girişim başlatıldı. Oradaki dokuya da çok uygun olmayan bir yapı yapıldı.” ifadelerini kullandı.
 
image
 
Ünlü yazar Ahmet Ümit Beyoğlu'nun En Güzel Abisi isimli romanında Tarlabaşı'ndaki dönüşümü işlemişti.
 
Kentsel Dönüşüm Projeleri’nin orada yaşayan vatandaşı da mağdur edilmeden yapılması gerektiğini söyleyen Ümit, “Bu tür olaylarda yani kentsel dönüşümde oradaki insanları mağdur etmemek önemlidir. Kentin iki şeyini düşünmek lazım. Birincisi oradaki insanların mağdur etmemek. İkincisi ise kentin dokusuna uygun bir proje gerçekleştirmek. Sanırım bu ikisi de gerçekleşmedi. Şimdi bakalım bu süreçte ne olacak hepsini izleyeceğiz. Oradaki insanların mağdur olması da çok üzücü bir durum.” dedi
 
image
 
BU ŞEHRE İHANET ETTİK 
 
İstanbul’da kentsel dokuya uygun bir dönüşüm gerçekleştirilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Yazar Ahmet Ümit, “Tarlşabaşı’ndaki eserler neredeyse tarihi eser. Bu konuda Tarlabaşı’na dikkat edilmesi gerekiyordu ama son dönemlerde şehrin ruhuna kimliğine uygun davranışlar gösterilmiyor. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’nında söylediği gibi ‘Bu şehre ihanet ettik’.  O ihanet ne yazık ki derin bir şekilde devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
 
image
 
İSTANBUL’UN HALİNİ ÇOK KÖTÜ GÖRÜYORUM KORKUNÇ!
 
İstanbul’un Mimari yapısını ‘korkunç’ olarak ifade eden Ümit, “İstanbul şehrinin mimarisini yorumlamak gerekirse tek kelimeyle korkunç. İstanbul bir beton içerisinde boğuluyor. Şehir demek sadece konut demek değildir. Konut olduğu kadar parkların da, yeşil alanın da olması lazım. Meydanların da olması lazım, kıyıların doğanın korunması lazım ki yaşanılır bir yer olsun. Şuan da İstanbul’u yorumlamak gerekirse; hızlı bir şekilde büyüyen bir hastalık merkezine dönüştü. Şehirde insanlar psikolojik olarak çıldırıyor. Evler dip dibe, şehre kar yağmıyor çünkü şehir çok ısındı. Dünyanın en güzel şehrini yaşanılır olmaktan çıkarıyoruz. Bu şehre yapılacak en kötü ihanet budur. İstanbul’un halini çok kötü görüyorum.”dedi.
 
CAN MUMAY-DERİN GÖKÇE

DİĞER HABERLER

YAZARLAR

KONUK KOLTUĞU KONUK KOLTUĞU
 DOLANDIRICILAR CUMHURİYETİ -Timur Soykan
Engin Ertem Engin Ertem
 KENTSEL DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜN CAN SİMİTİ
Mutlu Demirdelen Mutlu Demirdelen
 İRANLI'NIN KKTC'Yİ SİNSİ İŞGAL GİRİŞİMİ
Cansu Aksoy Cansu Aksoy
 AİLE MAHKEMELERİNİN DİKKATİNE!
Av. Remzi Kazmaz Av. Remzi Kazmaz
 AKBELEN ORMANLARI VE PARİS İKLİM ANLAŞMASI
Süleyman Yıldız Süleyman  Yıldız
 AKLIM BOSNA'DA KALDI

SİTE ANKET

TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK SORUN NEDİR ?








EN ÇOK OKUNANLAR